birisi ve birisi

Karşı evi sarıp sarmalamış kırmızı gülleri destesiyle alıp gelse birisi.ama bi kutu çikolatasız ona daha vakit var.zaten benimde orta şekerli kahvem değil bir demlik çayım var.öteki de tam da o güzelim güllerin dibine atılmış çöpleri alıp götürse.hoş durmuyor.tam arkama yaslanmış gökyüzüne baktığım anda birileri de el sallasa gökyüzünden.sonra bir başkası  farketse çayın bitmiş dese.hemen bir diğeri de çayımı tazelese.başka biri gitse çekirdek alsa.birden elinde güllerle gelen biri,ki bu en biri, tekrar çıksa ortaya bide üstüne çay içse benle eski tahta sandalyeleri olan, Ankaraya tepeden bakan bir çay evinde.Özdemir Asaftan da bi iki dize mırıldansa ;’’ birisi biri için bilerek,bilmeyerek her bütünden bir anlam ,her anlamdan bir bütün beklemiştir giderek…bekledi,bekleyecek birisi biri için...’’ Sonra beklesek. sadece beklesek çıkarsız.yağmurlar yağdığında erimekten korkmasak,koşsak caddeler boyu.birisi olsak.ikisi üçüsü diye saçmalasak.saçmalayabildiğimiz kadar saçmalasak.ve bitmesek.
Ne de hoş olmaz mıydı?

0 yorum: