Ayazla gelen iç dökme seansı

 Neredeyse on ay oluyor.Şubatın 20sini 21ine bağlayan geceydi.Çok soğuktu yine Ankara.Hastaneyse daha soğuk ve kasvetliydi.Çok üşüyodum ve o gece günün aydınlandığını hastanede görecektim.Bu soğuktan etkilenmeyen belkide yalnızca babamdı.Hareketsiz babam,günlerdir hareketsizce yatan adam.Üşümüyodu ama canı yanıyodu belkide.Bilmiyorum.Sadece orda öylece hareketsiz yatıyodu.Bense boş bi sedyede kıvrılmış üşüyodum.Soğuk tüm hücrelerime işlemişti.Etrafta bir kavga sonrası hastanelik olduğu çok belli olan ve küfürler yağdıran bir sarhoş,hastane polisi ve benim gibi üşüyen,dua eden insanlar vardı.

 Bana karşı hep cömert olan babam yine elini esirgemedi benden.Kafamdan türlü şeyler geçerken,amcam gelip babamın montunu üstüme örttü,'Yine baban ısıttı bak seni' deyip çekildi.Gerçekten de yine babam ısıtmıştı beni.O odaya girerken yanına almamıştı montunu,zaten niye alsındı ki?Hiç birşey hissetmiyordu,sancıları dışında.Hiç konuşmadan,hareket etmeden ısıttı babam beni.

22 Şubat'tan beri Ankara çok daha soğuk
 ve ısınmak daha zor.

0 yorum:

Zorlayan bir Cumartesi ve Okunacak Kitaplar

Ankara buz gibi.Kupkuru bir ayaz var resmen.Öğlene doğru WorkandTravel yolculuğumuzun ilk basamağı için şirketle görüşmeye gitcektik bugün Elifle.Cumartesi cumartesi saçma,yoğun bir trafik yüzünden biraz gecikeceğini söyledi arkadaşım.Ben de bu sırada,Ankara'nın en sıcak yeri diye düşündüğüm Dost Kitapevi'ne sığındım.Buraya her girdiğimde koskaca bir ziyafete gelmişim de hangisinden yemeye başlayacağımı bilmiyormuşum gibi hissediyorum.Önce son çıkanlardan başladım her zamanki gibi.Daha sonra yakın tarih kısmına geçtim.Ordan da Türk edebiyatına çevirdim rotamı.Genç yazarlar ve incecik kitapları çok dikkatimi çekti,laf kalabalığı yok sade ve net.İspanyol ve İngiliz edebiyatlarını es geçtim bugün.Oysaki son çıkanlardan hemen sonraki durağım oralar olurdu.Ha bu arada şirket bugün kapalıymış,bilmiyorduk biz bunu.Eğer bunu bilseydik gitmeyecektik,Elif'i beklediğim esnada Dost'a girmeyecektim ve bu kitaplarla karşılaşamayacaktım:)





0 yorum:

şarkılar ardı ardına dinlendiği zaman

Ben Müjgansam O mahur beste çaldığında ağlaşırdık.
Her filmden kitaptan bir rol seçen bir kız vardıysa bi şarkıda adamın eskiden tanıdığı,o bendim.
Demek ki ben Müjgan değildim ve yalanmış hepsi.Yalan.
Eğleniyorum.kendi başımayım.neşem yeter.

0 yorum:

bir MR hikayesi

Babamsız hastane işlerini yürütmek bi hayli zor.Hayır,sıra beklemiyorum hemencecik bitiyor işlemler ama kapıda beni beklediğini bilmemek can sıkıcı.Bundandır ki bugün MR çekinmek için peşimde 5 kişiyi sürükledim.
Hastanenin girişinden başlanıp türlü türlü fotoğraflar çekindik.Sonra beni içeri aldılar.Kaç kişinin giymiş olabileceğini bilmediğim -çok kişi olduğuna eminim-mavi uzun bir önlük giydirip,beni fırınladılar.Doğru fiil bu olmayabilir ama adeta fırına pide verircesine bir atmosfer oluştu.
Yavaşça o silindirin içine aldılar.En ürkütücü kısmı buydu işte,fırınlanmak.
İçerisi sıcak falan değildi.Hele ayaklarım açıkta kaldılar ve üşüdüler.
Epey gürültülüydü,babanem olsa 'gafam galidırmıyo,yeter' diyip isyan ederdi adeta.Akılma babanem geldi işte anlamsızca o ışıklı,gürültülü kutudayken.Sonra şimdi ölsem ne olur dedim ama cevaplayamadım.Bi şekilde babamın da dışarda beni beklediğini hayal ettim.Düşündüm durdum.Bu arada sesler daha da komik ve karmaşık bir hal alıyordu.Kahkahalarla gülmek ve ritimle kafa sallamak istedim.Ama kural basitti:Hareket yok!
Usluca durdum ben de.Gözlerim ve düşüncelerim sürekli hareket halindeydiler ama.Nasılsa bu konuda bir kural koyulmamıştı.O'nu düşündüm bi ara da.Sonra bişeyler diledim ve akabinde de gerçek oldu sanırım.Bakış açımı değiştirdim.Dışarda bekleyen kızları düşündüm,mızmızın teki olduğumu düşünüyor olabileceklerini düşündüm.Ama sebeplerim vardı,kendimce haklı sebepler.
Bir ara çıkarıyor gibi oldular ama vazgeçtiler geri yerleştirdiler yerime.İşte o zaman oldukça alışmıştım.Ve çok sürmeden 4dakika bitti.
Evet sadece 4dakika durdum:)Çook uzun bir 4dakika.

0 yorum:

Kokarca ve Kedi

Romantik Pepe adlı kokarca kendisi gibi siyah beyaz bir kediye aşık.Evet bir kedi ama Pepe gibi siyah beyaz işte.Bir kedi ve kokarca arasında tabi kii dağlar kadar fark var ama en nihayetinde her ikisi de siyah ve beyaz.

Ortak siyahlar ve beyazlar.Pepe ve kedisi gibi.


A lot like love.




pekiştirmek adına

0 yorum:

Yeşil ceviz,Sen ve Ellerim

Cevizi yeşil halindeyken seviyorum ben.Sen de beni seviyosun.Bu yüzden dert etmedim sanırım yeşil ceviz yedikten sonra kapkara olan ellerimi.Oldukça çirkin ve haftasonu sanayide çalışmışçasına pis olan ellerimi.Keşke görebilseydin böyleyken de ellerimi.

0 yorum:

Mevsimlerden Turuncu

Ben bir TheEternalSunshineOfTheSpotlessMind'daki Clementine değilsem şayet,sinsi depresyonlar geçiriyor olabilirim.
Bu kez de turuncuyum.
Turuncu güzel bir renkmiş.Sonbahar ve kış gibi bir renk.
Sonbaharda yapraklar gibi kışın portakal gibi.
Tüm canlılığına tezat olarak soğuk hava rengi bu turuncu.


                                    Rakıyla balık,simitle ayran,yeşille turuncu.O kadar diyorum yani.

0 yorum:

Dağılıp Toplanamayan*

Hala kendisinden bişeyler beklendiğini anlamayacak kadar aptal olmayan bi adam.
Hala bişeyler bekleyecek kadar hayalperest bi kadın.
Kadın benim.
Bu ilk hayalperestlik de değil üstelik.Başa sarıp izlediğim bir film adeta benimkisi.Sevince boku çıkana kadar izleniyor,bilen bilir.Başı belli sonu belli,hepsi nihayetinde değişik değişik oyuncuları olan bir Love Story.
Adam da adam işte.
Onun filmi yarım kalmış zamanında.Kesintiye mi ne uğramış bişey olmuş,elektirikler gitmiş mesela.Yarısına kadar bilmiş olanları hep.Sonrasını ya merak etmemiş,umursamamış.Ya da korkmuş öğrenmeye.

(sonunu bağlayamadığım,adamla kadına ne olacağını bilemediğim bir yazı işte)

0 yorum:

hayatı siyah beyaz gördüğünüzde dinleyin işte



                                   There something to remember and there something to forget..


0 yorum:

Hamlet'e bi hava atma bi bişeyler

 Artık ortadan ikiye ayırdığım,bi ton daha kızıl saçlarım var.
 O kadar çok dağıttığım,dağınıklıktan içeri giremediğim bi odam var.Kardeşimin yokluğunu fırsat bilip odaları değiştirme planlarım var.
 Başta şişkinlik sandığım,5aylık hamile yengemle aynı olan ve artık benim bi parçam olduğuna inandığım bi göbeğim var.
 Kafama dolayıp dolaştığım bir yazmam daha var.Üstelik 3liraya aldımm.
 Etek olmayı bekleyen dantelden bi fiskos örtüm var.

 Keyfim var,kahyası var,yarın gezip göreceğim yerler var.
 Benim keyfim var da,elinde güller varken üstü başı kan olan insanlar da var.  
 Adamın biri var hatta ikisi var.
 Yersiz belki ama çok içten bi kayıtsızlığım var.
 Bitmek bilmez,Sokrateste olmayan bi geyiğim bi feylosofluğum var.
 Yaklaşık bir haftadır üstümden çıkarmadığım su yeşili pantolonum var.
 Bilgisayardaki notları okuyup ders çalışamadığım gibi bakıp bakıp geçtiğim ama elimde olsa daha kıymetli olacak olan yığınla fotoğraf var.
 Hafif bi miskinlik var,fonda da hafif bi müzik mesela bu var. http://fizy.com/#s/3xx55r
 Geçip giden koskocaa 5 ay var.Bunun yanında da farkında olmadan geçen 20 yıl.Şuursuzca bi 20yıl ve her an'ı anlara bölen bi 5 ay var.
 

 Böyle işte Hamlet biraderim.'To be or not to be' dedin ben de var dedim,varım dedim.
   Ben varım hem de oldukça.Ama görmeyenler de var.

0 yorum:

do you know Jack?

Jack'i tanımanızı şiddetle öneriyorum.
Tanrı olmakla suçlanan bir adam bu Jack.Film hakkında çok konuşmıcam sadece ötenaziye değincem biraz.

Ötenazi yapılsın çünkü artık hayata dair,çektiği acılardan başka birşeyleri kalmayan insanlar için bi kurtuluş bu.
Ya da yapılmasın.Çünkü acı çektirme amacıyla dünyaya gelmiş gibi davranan insanlar var.Can alan insanlar var hem de hiç gözünü kırpmadan.Acılarının dindirilmesine gerek olmayan hatta son nefeslerine kadar acı içinde kıvranarak cezalandırlması gereken insanlar var.İşte bu halde yapılması ötenazi.

Filmde ötenazinin benim de haklı bulduğum yanlarından bahsediyor.Ama izledikten sonra düşündüm de ötenazi yapılmalı'ya karşıt görüş olarak sadece din savunması olmamalı bişeyler daha olmalı ötenaziye hayır dencekse.

0 yorum:

sadece nefes almak

Artık nefes almadığını öğrendiğim an bi an ben de nefes alamamıştım.Aradan aylar geçti ve şimdi nefes alabiliyorum,o gün ben hariç herkesin alabildiği gibi.

2 yorum:

bi kendimi çözdüm de her şey kaldı.

Tamam eyvallah.Demek ki hayatının baş rolü ben değilmişim adamın.Baş rol,adamın ağzına sıçıp bırakmış ve sonra olaylar gidişinin etrafında şekillenmiş.İşte bu yüzden baş rol diyoruz ya ona.Öyle bi baş rol ki gittikten sonra bile etkisini sürdürüyor.Oda parfümü mübarek.Karbonfüber bile olabilir.

İzleyicinin sevgilisi bir yan rolmüşüm ben de meğersem.Yaptığım her hareket manşet niteliği taşımasa da seviliyomuşum işte.Ev hanımları ekran başında izlerken adama kızarmış benim farkıma varmıdığından ötürü.Böyleymişim ben.Kadından önce insanmışım,güzelden önce iyiymişim.Bir baş rol de değilmişim.

0 yorum:

tam ağzımı açacak oluyorum ki..

Birileri söylemem gereken şeyleri söylüyo.Ben de susuyorum.Bir filmde yakalıyorum mesela kendi hayatıma ait bişeyi.Filmdeki kadının repliği işte benim söyleyeceğim şey.Bi şarkıda da yakaladığım oluyor.Teoman yıllar önce yaşamış sanki benim hayatımı.Sözlere dökmüş adam benim söyleyemediklerimi.Üstelik çok da afilli melodili falan.Çok sıkılıyorum ya hani televizyonu izlerken,tam diyecek oluyorum kanalı değiştirin diye,annem önce davranıyo benden değiştirin diyo.Ben de susuyorum.Sustukça da gevezeleşiyorum.

0 yorum:

Çok samimiyim bakın,gerçekten

Öyle aklıma geldi de şimdi,şöyleyeyim dedim.Ben sadece gülesim geldiğinde gülüyorum mesela.Acılarımı gizlemek için değil.Acılı olunca ağlıyorum.Bu da beni samimi birisi yapıyor bence.

Samimiyetsiz insanları sevmiyorum.Siz de sevmezsiniz eminim.Aslında çok basit,yapılması gereken eylem yerinde yapıldığında samimiyet oluyor.İçinden geleni yapınca da samimi oluyorsun.Aslında anı yaşayınca en samimi oluyorsun.Carpe diem!

Ama inan bana 'sorun sende değil bende'diyip gidince samimi olmuyorsun.Hele bi de kendi bencilliğini karşındakine mal edip 'sen üzülürsün,ben bunu istemem' diyorsun ya,bu kılıfı karşıdakine giydiriyorsun ya işte orda hiç mi hiç samimiyet kalmıyor.Düpedüz sahtekarsın işte.Çok samimiyim,öylesin.

0 yorum:

Cevabı zor bulunur sorular*1

Yalnız sen mi benim hayatımdasın,ben ne kadar varım senin hayatında?Kendim mi dahilim hayatına,benimkinde olmanı istememle?

0 yorum:

Ben böyle gülüyom ama..

   ''Ya siz benim güldüğüme bakmayın.Ben gülüyorum aslında ama..Şey işte,içim de kan ağlıyor.''
İçin kan ağlıyorsa,sen niye gülüyon arkadaşım?İçi dışı bir olmasan da,bi tutarlı ol be.Ağlarken de içinden mi gülüyosun?Mesele ne yani?Hem için haykıra haykıra ağlarken,durmadan gülersen cidden bakarlar sana.Kahkahalarla başlayan,histerik ağlama krizleriyle son bulan Yeşilçam karakteri olursun.
 Ayrıca sen sadece gülmek için de doğmadın ki.İçinde kopan fırtınaları ağzın açık sırıtarak saklamak zorunda da değilsin.Derdin nedir ben anlamadım ki.


Böylesi her anında güldüğünden ötürüdür ki canları mı sıkkın,sevgililerinden mi ayrılılar,patrondan azar mı yediler,sunumları kötü mü geçti vs. gibi durumları bilemeyiz.Neden?Çünkü adam mütemadiyen güler.Biz de anlamayız.Güler,sonra da küser.Küser çünkü sen onun sıkıntısını sormazsın.Hani şu içinden ağlayıp dışa güldüğü sıkıntısı.E sen anlamadın ki sorasın..Ne denir ki.'Oğlum sen böyle gülüyon ama var kesin bişey'.Beklenti bu cümlede midir acep.Olsa bile cevap hep 'yokbişey'dir.Yokbişeydir ki ilerde dolsun dolsun ve 'siz benim güldüğüme bakmayın aslında..'diye başlayan bir cümle olsun.Hadi iyakşamlar olsun!

0 yorum:

İnsanlık renkleri



Maviydim,lacivert oldum.

Çok huzurluyken birden derinleşti mesele.Rengim karardı ben de derinleştim.

Birlikte içilen bi kahve maviydi.
Tek başına olansa lacivert.

Aslında lacivert de mavinin var olmasının sonucuydu.Mavi kadar doğal olmalıydı.

0 yorum:

Yarım Kalan Kitap

Yarım kalan kitap diye birşey yoktur.Miskinlik vardır,tembellik vardır.
Kitap hiç akıcı değil yaa,diye de birşey yoktur.Kitap okuma modunda değilsindir sadece.

Resmen kitap okuyamıyorum son aylarda.Film de izleyemiyorum.Müzik bile dinlemede sıkıntı var.
Yani yeni tanıştığım biri bana 'Hobilerin nelerdir?' diye sorsa, 'Kitap okumak,film izlemek,müzik dinlemek.' klişesini yanıt olarak yapıştıramıyıcığım.Yapamıyorum çünkü.
Nerde o Yüzyıllık Yalnızlık ı azmedip bitirdiğim günler..Hele Masumiyet Müzesi..

Pekii,ben bunları yapmıyorum da ne yapıyorum?Derslere giriyorum.Derslerden çıkıyorum.Mevsim bahar olduğundan,çimlere yayılıyorum.Hacıbabada kahve içiyorum.Kocatepede çay içiyorum.Düşünüyorum,düşünüyorum..Evime geliyorum.Bilgisayarı kucağıma alıp arkama yaslanıyorum.Sonra yine sabah oluyi.Depresyon mu bu?Yeni edindiğim bir yaşam tarzı?Yoksa..Nebileyim ben.

Ben böyleyim de ya siz nasılsınız ki?Ukala değilim,merak içinde kıvranan bir aylakım.

2 yorum:

Bu şarkı adamı tripten tribe sokar.

 http://www.youtube.com/watch?v=R9GlQsYx8N4&feature=related


Bazen hiç bişeyin kalmaz,bişey her şeyin gibi olur.Bazen o da olmaz.

En çok yapılan şey,yeniden başlamak.En çok becerilemeyen şey,yeniden başlamak.Ama ne kadar geri durabilirsin ki..Başlıcaksın.
''Ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni..''

0 yorum:

Zaten-Kadın*Adam

Kadın film izlemeye başlar,adam pat diye ortalarına yakın bir yerde gelir koltuğa oturur kadına sokulur.Sanki vardır hep orda en başından beri.
Adam ya da kadın duruyodur zaten hep öyle biryerlerde bi başlarına.Sonra bir diğeri gelir yanlarına.
Böyle pat diye gelir hatta,güzel de olur.
Geliyim mi diye sormaz.Sevgilim olur musun da demez.Gelmiş ve olmuştur zaten.

0 yorum:

22siymiş Meğer Bugün Ayın

Sabahları bana ait olmayan bi yatakta uyanmak dokunmaya başladı.Benim o yatakta olmam O nun yokluğu demek.Sabahları yüreğinin cız ederek uyanması demek.
Herhangi bir ayın 22sine uyanmak artık hep zor olcak sanırım.Şubat 22den sonra herşey zor olcak.
Hayat devam etcek hiç şüphesiz.Benden aldığı adam ve bana verdiği damlalarla üstelik..

0 yorum:

Kadın*Erkek

Bir erkeğe karşı güçlü ve dik durmak,hayatta en çok zorlandığım şeylerden biri.Erkeğin affedilesi,kadının affedici bir yanı var.
Öteden beri erkek güçlüydü.Kadın da ona denk olmalıydı,güçlü durmalıydı.
Erkekteki güç yaradılıştandı kadınkiyse sevgiden.
Tabi,bok vardı bu kadar sevcek.

0 yorum:

şarkı üstüne eksiklik

Dinlediğim her şarkıyı yarıda kesiyosam,beni anlatıcak bi şarkı yok demektir.Ben karmakarışığım demektir.Yaşadığım şeyler bi melodiyle bütünleşip devam etmiyor demektir.Şarkı dinleyememek kadar derin değil mesele.Eksik birşey var böyle,nasıl desem eksik ya işte.

0 yorum:

mesela

'Ben aslında düşündüğün kişi değilim.' Ne düşündüğümü ne biliyosa.
'Ben aslında gördüğün kişi de değilim'Olaydın fena olmazdı.

Olduğuyla gördüğüm bir olan bir adam olsa ya.Neyin var diye sorduğum da bişeyi olan biri mesela..

0 yorum:

Hamletli

'Something is rotten in the state of Danmark'
*Danimarkada kokuşmuş birşeyler var.

Danimarkası mı kaldı arkadaşım,heryer leş kokuyor.Kokuşmuşluğun içinde kadınlar da küfredebilir,etsinler de zaten ama adamların ağzından sadece küfür çıkan ortamlarda gevrek gevrek gülüp 'sorun değil ya biz alışkınız' diyecek kadar yavşak olmasınlar.Sormazlar mı neye alışkınsın diye?

0 yorum:

Feylosofa Sesleniş

Şehirden git.Dağa taşa vur kendini.Öyle her bulduğuna edebiyat parçalama.Servet i fünun musun hem sen?Sanat sanat içindir.Yaz sakla.Aydınlatma bizi.Bazılarımız karanlık sever.

Cam kenarından al sen hep uzun yol biletlerini.Camdan bakıp kendi hayatını sorgula,başkalarınınkini değil.Çünkü sana en önemli olan zaten kendinsin.Egoistsin sen feylosof.

Hayata sıkı sıkı sarılma.Ölümü de bil.Ölümü aydınlatamayacağını bil.Zaten kimsenin senden böyle bi beklentisi olmadığını da bil.Süpermen de değilsin ki neticede feylosof.

Ağlama duvarı arama kendine.Olmayacak işler düşünüp,acı çekip acıncak hale de gelme.

0 yorum:

otibis

Otobüste kitap okunmaz arkadaş!okunur diyen yalan söyler.Yorgun argın binilen bir akşam otobüsünde nasıl kitap okunur ki?Ya da gözünü bile açamadığın o sabahın körlerinde nasıl okunur ha nasıl?
32 oturan 64 ayakta alan bu otobüslerde ki ayakta kalma olasılığın gayet yüksekken kitap mitap okunmaz.Bu otobüslerde giderken gelirken okuduğum tek şey tabelalardır.O da nereye gidip geldiğini anlamana yardımcı olduğundan kafidir.

2 yorum:

dolmuş gibi

Dolmuş dediğinde arabesk çalcak kardeşim!Böyle gereksiz bir efkar basacak.İndikten yarım saat sonra anca toparlanabilceksin hatta efkardan inceğin yeri kaçırcaksın.Eski sevgilini düşünüp keşke diyeceksin.Halihazırda bir sevgilin varsa çok daha seviceksin,hastalıklı seviceksin,yere göğe koyamayacaksın.Durup etrafına bakıcaksın,ne düşünüyor lan bunlar diyeceksin.
Geveze olcan dolmuşta.Düşüncen öyleyse var olcan.

0 yorum:

yol

Bence ayrılalım biz.Yol yakın değil ama olsun yinede ayrılalım biz.
Uzak bize yol,çetrefilli.
Memlekete döner gibi neşeli bir yol değil ki hem bu.Sürgüne gider gibi dikenli.
Yolun sonunda ne vardır bilinmez
Yola çıkıp bekleme hiç.
Yoldan gelene sorma.
Yolum da olma.Üstüne basarak sana gelmek anlamsız ve acı.
Ben çok yollardan geçtim.Ben hayatı göröüp geçirmedim ama çok yol gördüm.Bu kadar yol gördüm de sonuna gelmeden,sonunu göremedim.
Belki de tek bir soruyu anlamlandıramadım ama bunca yola.Kimsenin göremediğini nasıl gördün ki sen?

0 yorum:

To be or not to be

Olmak ya da olmamak.
Adam olmamayı seçti,kadın arada kaldı.

0 yorum:

Kafadaki kadının adama serzenişi

Bildiğini biliyorum.Ama yetmez kıvrandığını hissetmek de istiyorum.Bişeyleri bilip,konuşamamanın ağırlığını yaşamanı istiyorum.Ben kötü bir insan olmasam da tüm bunları istiyorum.Nasıl söylüyorum bunları bilmiyorum.
Orta boylu,simsiyah küt saçları olan bir kadın var zihnimde.Dik bi kadın.Böyle ayaklarındaki topuklulara rağmen dimdik durabilen bir kadın.Kafasında şapkası da var.Elinde tüttürdüğü bir sigara.Evet.Bildiğin bir Marla Singer var zihnimde.
O kadın söylüyor.Düşünüyor.İstiyor.
Beter ol.

0 yorum:

fazla gelir

Öyle bi doluyum ki,gözümden akanlarla boşalcak gibi değil içimdekiler.Ağzımdan çıkanlar da yetmiyor.

Öyle de bir malzemeyim ki birilerine,dolu doluyum.Üstümden edebiyat yapan,şarap içip aşk sohbetleri eden röpteşambırlı egoist görse şu halimi nereme ne edebiyat yapacağına şaşırır.

0 yorum:

kurşuni renkler

Çok yakınımda birini kaybettiğimde,bu şarkıyı dinleyeceğimi düşünürdüm hep.Öylede oldu.Babamı,o muhteşem adamı kaybettim.Benim süprmenim büyükbabam sanırdım hep.Öyle de oldu aslında.Ama böyle bi kaybı yaşayınca.O gidince...Anladım.Hem de çok fena anladım.
Bayrammış gibi geliyor şimdi.Ev kalabalık hep,sabahları erken uyanıyoruz.Herkes burda.Ama babam yok.
Aslında var ama.Nebileyim işte.
İçimdeki şey tarif bile edilemiyor.İçimdeki şey babam.Ama anlatılamıyor bile.Bu kadar zor olmaz sanıyordum.Biliyordum çünkü yakındı bana kurşuni renkler.Hiç de öyle renkleri adamı değildi oysaki.
Çok mu cıvılcıvıldı da böyle inanasım gelmiyor?
Öyle tabi.Tanıdığım en neşeli insandı belki de.Duygularını en yoğun yaşayan insan demek daha doğru olurdu snaırım.
Kızdığında tüm vücudum alev alırdı.Dudaklarım titrer,gözlerim dolardı.Tek bakışı yeterdi.
Ama sevdi mi de öyle severdi ki..Annemi öyle sevmiş meseela,çok sevmiş.
Son gününde de çok sevmiş.
Beniyse çok öpmüş.
Ben de çok öptüm onu,annem de çok sevdi.
Güle güle git dedi annem ona son kez.O da gerçekten gülüyordu.Rahattı.Zaten herzaman ne desek yapardı,yapmaya çalıştı.Güle güle git dendiğinde de kırmadı ve gülerek gitti.
Ah,gitti işte..
Melekler hep onunla olsun,daha doğmadan melek olan biricik kardeşim de..

0 yorum:

Hıçkırık

Bazenle başlayan ne çok cümle var.Ne çok anlamlı cümle.
Saçmalayamıyorum bazen.Kendim olamıyorum demek daha doğru sanırım.Kendimken iyiyim,güzelim.Bir şişe şarap devirmiş bir ayyaş kadar güzelim.Ama öyle anlar oluyor ki ben benden çıkıp,başka bedene başka boyuta ulaşıyorum.Melankolik bir kız bulup bedenine giriyorum.Ya da kendini yalnız evinde,başına sıkmak suretiyle öldürmek isteyen,artık modası geçmiş bir film artistinin bedenine.Kendim olmaktan çıkınca,olacak o kadar çok şey,girecek o kadar çok beden var ki..

İnsan niye yerleştiği yeri tek edip,olur olmadık yerlere gider ki?Kendini terkedip neden kendine denk,kendinden üstün,kendinden aşağılık bedenlere bürünür ki?

Hıçkırık sesi oluyor kimi zaman benim boyut değiştrmeme sebep.Hıçkırık geldiğinde de geriliyorum,gittiğinde de.Hıçkırık kelimesini duymaktan da.Hıçkırık sadece bir ses değil.Bazen can çekiş baze haykırış.

Tek bir sözlük olmamalı,herşeyin anlamını veren.Herkesin kendi sözlüğü olmalı.Ortak hiçbirşey olmamalı herkes alabildiğine farklıyken.Hıçkırık'ın tek bir anlamı olmamalı.

2 yorum:

aşk-sevdiğinle değil seni sevenle(!)

Sevdiğinle değil seni sevenle birlikte ol diyenler,
Biz de biliyoruz sevilmek hoş şey iyi şey,ama sevmeyince tam bir karın ağrısı,sırtta kambur gibi sevilmek.Tamam belki sevdiğimizle olamıyoruz da bizi sevenle niye birlikte olma gerekliliği yükleniyorki kalplere,kafalara.Hem o zaman ben de beni seven biriyle birlikteydim şimdiye.Al bak işte beni seveni napcaz bu durumda açıkta kaldı.Sonu yok ki bunun.Kısır döngü.Nereye kadar sevdiğimizden vazgeçip sevenle olcaz ki?E birilerinin de acı çekmesi lazım yani.Ben sevdiğimle olamıyosam beni seven de benle olamasın abi.Ben kabullenmişsem bu durumu o da kabullensin.Herkes kendi sevdasına sahip çıksın,sorumluluk alsın ama artık bi zahmet.Pönküre pönküre ağlayıp 'ah ulan o şerefsiz yüzünden' demiyelim.Çünkü eş zamanlı olarak bu cümledeki sövülen şerefsiz biz de olabiliriz,bilmediğimiz biri tarafından sevilerek.

0 yorum:

Bir Şarkı Tut

Şarkılar çok güzeller ya.Senin yazamadığını yazıyo elin adamı bi de besteleyip,diline pelesenk yapıyo.Sen de mal gibi ağzını aça aça söylüyosun işte.Ben de söylüyorum.Ama yani biz böyle içimizdeki dışarı atamıyosak birinin bunu bize yaptırması lazım.Böyle bişeylerin bizi gaza getirmesi lazım ki 'bak ne diyorum gizlemiyorum seni seviyorum seviyorum! ' diyebilelim.Ya da 'Allah belanı versin Allah seni kahretsin!' diyebilelim diye.Bi de böyle dinlerken ergenler gibi moda giriyoruz ya o bitiriyo beni.Üçüncü boyuta ulaşıp,ütopyadan bir stüdyo kiralayıp kendimizce kliplendiriyoruz.Uzaklara bakıyoruz.En önemli nokta bu.Uzaklara dalıp dalıp O'nun oluyoruz.Racon bu.

0 yorum:

uyku uyku uyku.

Uyumakla ilgili ne çok şarkı yazılmış ya.'Uyu Memikoğlan uyu,öte gecelerde büyü..' , 'Uykulardır bizi böyle gaflet dağlarına süren' , 'Uyan Mamoş uyan uyan..'.Bunları da arka arkaya yazınca birbirleirnin devamı olarak yazılmış gibiler.Ama değiller.Ne güzel bişey uyku.Yavaş yavaş tüm vücudun gevşiyo,gözlerin kapanıyo,böyle yumuşacık pamuklar üstünde parmak ucunda geziniyo gibi oluyosun.Etrafta ne olmuş ne bitmiş hiiiç umurunda olmuyo.Duymuyosun ki çünkü.Uyurken ölmeli iyi insanlar,rahat ve tanıdık bir şekilde.Kötüler de çok uykusu olduğu halde bir türlü uyuyamamalı.İnsan sadece vücut dinlensin diye uyumalı.Yani keyfi olmamalı.Diyene bak,peh!Sanki öğlenlere kadar yatan ben değilim.Sanki soba kedisi gibi her sıcakta mayışan,her ortamda uyuyabilen ben değilim.Sanki bi de Beyaz'ın stüdyosunda,onca kalabalığa,ışığa,sese rağmen uyuyan ben değilim.Morfin gibi bazen uyku,uyudukça uyuyşuyosun,uyuştukça uyuyosun.Bazen büyümek için uyuyosun.Bazen sevdiğin birini kaybediyorsun günlerce uyuyosun.Bazen de kaybedilen sen oluyosun,bi uyuyosun bir daha uyanmıyosun.Okula geç kalacağını bilsen de bi 5dk daha diyosun bazen bi 5dk daha uyuyum.Otobüste bile uyuyosun,zaten en çok otobüste uyuyosun.Yatılı okulda olmana,her sabah seni nöbetçi hocaların uyandırmasına rağmen,gizlice uyuyacak bir köşe bulup oda arkadaşlarını okula yolluyosun bazen.Ve telefonunun defalarca çalmasını duymadan sınavı kaçırmış olduğun halde uyuyosun.Uyurken bilmiyosun ki.Nasıl bileceksin ki,yoksun.Uyurken sadec bir et yığınısın.Ben de öyleyim.Bazen uyuma işini bireysel yapmıyoruz da topluca uyuyoruz.Bize göre uyutuluyoruz ya hadi neyse.Millet halinde uyuduğumuz bile oluyor.Hatta öyle yatak döşek ihtiyacımız da olmuyo bayağı bayağı ayakta uyuyoruz biz be.Gözlerimiz açıkken bile uyuyoruz.Ya da yok biz uyumuyoruz da ölüyoruz be kardeşim.

0 yorum:

Anlamak zor,Anlamak güzel.

Evet evet evet kaybettim seni şarkılar beni avutmaz bugün!Avaz avaz söylüyorum bu şarkıyı,seviyorum yani şarkıyı.Bi günde ne oldu bitti fikrini ne değiştirdi?Ah evet sevgili Göksel ben de hep bunu sormak istemiştim.Hayır noldu yani bi günde?Anlamak çok zor çok ama bugün anladım yani..Vay!Şimdi de Yaşar çalıyor gayet,dünya küçük aşkım büyük!Kim suçlu?Kimse.Adam haklıysa şayet ne sen ne o suçluysa ya da ne ben ne o suçluysa kim suçlu?Kim suçlu da kıydılar ikimize?Aman gece gece bunu düşünmekten daha eğlenceli şeyler olmalı.Yani tamam acıtasyon seviyorum da şu an kendimi hiç kıyılmış gibi hissetmiyorum.Öyle bir duygu yoğunluğu içinde değilim yani yalan yok.Ama bu şarkı da böyle birden girip, 'Yine karşılaşırız' diyor ya,insan cidden inanıyor ya yeniden karşılaşılacağına.Ben hep bir veli toplantısı yaptığımda ,ilerde tabii, öğrencilerimden birinin velisi olduğunu düşünürüm Onun,öylelikle karşılaşırız mesela.Ve nedendir bilinmez bu karşılaşmada o gayet evlenmiş çoluk çocuk sahibi olmuş,düşünün çocuk, milli eğitim müfredatında ingilizce dersi alabilcek kadar büyümüş,bense yalnızım.Kendime niye böyle bir rol verdim bilmiyorum daha acıklı olsun diye sanırım.Bu karşılaşma hususunda ikinci bir senaryom daha var.İlerde müstakbel kocamdan olur da boşanmaya karar verirsem,bir avukat tutcam illaki ve bu avukat da tesadüfe bakın ki o çıkacak.Bu hikayede de çok zavallıyım yahu.Aslında şu an farkettim de o kadar alışmışım ki her melankoli halimde onu yanımda bulmaya ya da istemeye,mutlu bir anımda karşılaşma olasılığı aklımdan geçmemiş bile hele ikinci senaryo tam bir felaket.Hiç düşünmemişim mesela yolda yürürken birden çarpışmayı pat diye kitapların yere düşmesini felan.Tamam ben düşünmemişim de o da düşündürmemiş abi işte.Hiç mutlu senaryom yok adama dair.Hoş artık adam da yok.Dedim ya anladım artık ben.

0 yorum:

bitti diyemezsin:gramer

hayatta bazı şeyleri alttan almayı biliyordum zaten ama bunlara gün geçtikçe yenileir ekleniyor.mesela gramer.her kaldığımı öğrendiğimde bu dersten,önce bir  hüzün çöküyor omuzlarıma.sonra ara ara içki masası ayyaşlığıyla da bana bu yapılır mıydı be,diye hatırlıyorum gerçi.neyse sonra üstünde türlü türlü geyik döndürüyorum bu gramerin.öss için hazırlandığım yıllarda bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum,ondan öncesine de bakıyorumm..yok ya okul hayatım boyunca hiiç böyle zorlandığımı hatırlamıyorum.o lise yıllarımdan birşeyler hatırlıyorum ama.böyle çokta uzaktan olmayan bir ses çınlıyor kulağımda:'bitti diyemezsin..akademisyenler bile bitti diyemez..' işte bu gramer için söylenmiş mısralar çınlıyor kulaklarımda.evet diyemiyorum(keşke kısık sesle konuştukalrımızı öyle yazabilsek ya).ha şuna da açıklık getirmek isterim ben öyle inek her notu AA olan tiplerden değilim.tamam gözlüklüyüm felan ama öyle de değilim işte.bi dersten kalmak sıkıntı değil yani hiç bana.sadece anlamlandıramadığım şeyler yazdırtıyo bana bunları.for example,ben bu ingilizcenin dilbilgisini bilmeden nasıl oluyor da konuşup,okuyup,yazabiliyorum?yani nasıl oluyor da gramerim olmadan diğer derslerden geçebiliyorum.sistem bana acilen bir çare bulmalı.

0 yorum:

gönderilmiş,ulaşamamış,evlenmiş

Artık yazılmaya yazılmaya mektupların tedavülden kalktığını düşünmekteyim.Evet,aynen böyle düşünüyorum yoksa gönderdiğim mektubun,hiç bir engel olmamasına rağmen,adresine ulaşamamasının başka bir açıklaması olamaz.Tabi bu mektubu O na göndermenin ne kadar sağlıklı olup olmadığını sorgulamak dışında.Ayy gönderdim de büyük yük kalktı üstümden,O nun da tabiriyle 'lise aşkım'ın kırıntıları küllerii artık neyiyse çıktı gitti evimden.Öyle mi oldu gerçekten ki?Şayet öyle olduysa neden hala ulaşıp ulaşmadığının peşine düştüm de bunalrı yazıyorum ki?Bugün düşündüm de mektubum Ona hiç ulaşmazsa diye.Sonra bir başkasının eline geçeceğini düşündüm.Açıpta içindekileir okuyacağını,'Vay be!Ne çok sevmiş.' diyeceğini düşündüm.Ne var,düşündüm işte.Hatta abarttım o bir başkasının da etkilenmiş,sersemlemiş vaziyette bana mektup yazacağını düşündüm,en son evleniyoduk felan işte düşüncemde.İşe bakar mısın,O na gönderdiğim aşk mektubu tadında romantik-otantik kağıt parçalarımın sonunda birbaşkasıyla evlenip çıkıverdim.

0 yorum:

burnundan gelmek ve mor sümkürmek,ıyyk.

Güne yoğun öksürükle başlamştm.mikrobum kimseciklere yayılmasın diye adeta karantinaya alındım cibindirikli yatağımda.tam teşhis koyamadm ama geniz akıntısı ve boğaz ağrısı vardı işte ha bi de şiddetli öksürük.oldum olası tükürmeyi beceremediğimden balgam söktüren ilaçlarn bi faydasnı görmdm.galiba içime atmayı seviyorum.her neyse.bu arada prensesler gibi de hizmet görüyorum.c vitaminine sahip bütün meyvelerin suyunu içtm sanrım.annem öyle sanmamış olacak ki bir de nar suyu getirdi.çok severim bende.tükettiğim onca sıvıya rağmen bi dikişte bitirdim.sonra da bir kaç seferde geri çıkardm hem de ne çıkarma ağzımdan,burnumdan kustum.burnumdan geldi tam anlamyla.bundan ötürüdür ki bi saat öncesine kadar hala mor sümkürüyordum.

0 yorum: