Yarım Kalan Kitap
Yarım kalan kitap diye birşey yoktur.Miskinlik vardır,tembellik vardır.Kitap hiç akıcı değil yaa,diye de birşey yoktur.Kitap okuma modunda değilsindir sadece.
Resmen kitap okuyamıyorum son aylarda.Film de izleyemiyorum.Müzik bile dinlemede sıkıntı var.
Yani yeni tanıştığım biri bana 'Hobilerin nelerdir?' diye sorsa, 'Kitap okumak,film izlemek,müzik dinlemek.' klişesini yanıt olarak yapıştıramıyıcığım.Yapamıyorum çünkü.
Nerde o Yüzyıllık Yalnızlık ı azmedip bitirdiğim günler..Hele Masumiyet Müzesi..
Pekii,ben bunları yapmıyorum da ne yapıyorum?Derslere giriyorum.Derslerden çıkıyorum.Mevsim bahar olduğundan,çimlere yayılıyorum.Hacıbabada kahve içiyorum.Kocatepede çay içiyorum.Düşünüyorum,düşünüyorum..Evime geliyorum.Bilgisayarı kucağıma alıp arkama yaslanıyorum.Sonra yine sabah oluyi.Depresyon mu bu?Yeni edindiğim bir yaşam tarzı?Yoksa..Nebileyim ben.
Ben böyleyim de ya siz nasılsınız ki?Ukala değilim,merak içinde kıvranan bir aylakım.
Bu tip durumlarda çerezler devreye girer. Amerikan Futbolu'nda extra sayı takımı diye bir şey vardır; Genelde skora aşırı katkı yapmazlar fakat bazen yarattıkları ufacık fark maçın dengelerini değiştirir, ritm kazandırır, maçı kazandırır vs... Çerezler de böyledir! Çerezlik kitap ve filmler sandığımızdan daha fazla önemlidirler ki 3 İdiots filmi ve Sunay Akın Kitapları nazarımda bu sınıfta olup ritmi yakalatmada üzerlerine yoktur :)
YanıtlaSilYalnız uzmanlar,belki de bunlar 'isviçreli bilim adamları'dır,birşey okurken yahut izlerken atıştırmalardan kaçınmamızı öneriyor.Şuursuzca tüketildiği için kilo yapıyormuş.Ama zaten benim de ihtiyacım;başladığım bir kitabı bitirebilmek ve 50 kilonun üstüne çıkabilmek.Çerezler işe yarıyacak gibi duruyor bu noktada:)
YanıtlaSil