bir MR hikayesi

Babamsız hastane işlerini yürütmek bi hayli zor.Hayır,sıra beklemiyorum hemencecik bitiyor işlemler ama kapıda beni beklediğini bilmemek can sıkıcı.Bundandır ki bugün MR çekinmek için peşimde 5 kişiyi sürükledim.
Hastanenin girişinden başlanıp türlü türlü fotoğraflar çekindik.Sonra beni içeri aldılar.Kaç kişinin giymiş olabileceğini bilmediğim -çok kişi olduğuna eminim-mavi uzun bir önlük giydirip,beni fırınladılar.Doğru fiil bu olmayabilir ama adeta fırına pide verircesine bir atmosfer oluştu.
Yavaşça o silindirin içine aldılar.En ürkütücü kısmı buydu işte,fırınlanmak.
İçerisi sıcak falan değildi.Hele ayaklarım açıkta kaldılar ve üşüdüler.
Epey gürültülüydü,babanem olsa 'gafam galidırmıyo,yeter' diyip isyan ederdi adeta.Akılma babanem geldi işte anlamsızca o ışıklı,gürültülü kutudayken.Sonra şimdi ölsem ne olur dedim ama cevaplayamadım.Bi şekilde babamın da dışarda beni beklediğini hayal ettim.Düşündüm durdum.Bu arada sesler daha da komik ve karmaşık bir hal alıyordu.Kahkahalarla gülmek ve ritimle kafa sallamak istedim.Ama kural basitti:Hareket yok!
Usluca durdum ben de.Gözlerim ve düşüncelerim sürekli hareket halindeydiler ama.Nasılsa bu konuda bir kural koyulmamıştı.O'nu düşündüm bi ara da.Sonra bişeyler diledim ve akabinde de gerçek oldu sanırım.Bakış açımı değiştirdim.Dışarda bekleyen kızları düşündüm,mızmızın teki olduğumu düşünüyor olabileceklerini düşündüm.Ama sebeplerim vardı,kendimce haklı sebepler.
Bir ara çıkarıyor gibi oldular ama vazgeçtiler geri yerleştirdiler yerime.İşte o zaman oldukça alışmıştım.Ve çok sürmeden 4dakika bitti.
Evet sadece 4dakika durdum:)Çook uzun bir 4dakika.

0 yorum: