En Kuzey Paralel
Epeydir Sinop'tan kimse bahsetmemişti bana.Adı falan da
geçmemişti öyle o son tatilimizden beri.
Yazmak da istemiştim hep bişeyler bu şehirle ilgili,şimdi
bahanem oldu.
Üniversite sınavından çıkmıştım,Haziran 2010du.Gazi'de
girmiştim son sınavıma.Annemle babam beni bahçede bekliyorlardı sınavdan
çıktığımda.
'Daha süren vardı,az daha dursaydın hepsini yaptın mı?'
sezenişlerinden sonra herşeyin iyi olduğunu ve Ankara'da,Gazi'de tam da sınava
girdiğim blokta kalacağımı söyledim.Öyle de oldu.Şimdi Gazi İng. Öğrt. C blokta
son sınıftayım.
Arabaya doğru yürürken babam,ertesi gün yola çıkacağımızı
söyledi.Sinop'a gidiyorduk.Başta bi ne alaka diye durdum ama Karadenizdi
sonuçta ne kadar karşı durabilirdim ki?(Bu yoğun Karadeniz sempatim nerden
geliyo acaba,hala anlam veremiyorum).Bir de en kuzey pararlel ordan
geçiyordu.Bu aslında hiç önemli değildi ama o sene sınava girmiştim ve
bilgilerim çok tazeydi Sinop diyince aklıma ilk bu gelmişti.
Ve bu sarı iklimden yeşile doğru yolculuğmuz
başladı.Kastamonuda mola verdiğimizde İspanyol bir turistle tanıştım tesadüf
işte o da Sinop'a gidiyormuş.Ta ordan kalkıp burayı görmek için gelmiş.Daha da
meraklandım bu ecnebi öyle diyince.
Önce merkezine gittik Sinop'un.Deniz kenarında şirin bi
ev bulduk kalmak için.İnsanın uyandığında gözlerini denize açabilmesi cidden bi
nimetmiş.Yüzme bilmiyorum ama seviyorum denizi,maviyi,dalgaları..Dalgalar
konusunda da cidden Karadeniz çok hırçın.Şehrin içinde dolaştıkça hayran
kaldım.Salaş bi kent,en sevdiğimm.Off hele bir ocakbaşına gittik ki ben
hayatımda böyle hunharca yemedim galiba.Her gün limana indik dolaştık
dolaştık..Yorulunca da uygun bir yerde kahvelerimizi içtik.Akşam da gün denizin
üstünden batarken evde oturup izledik.
En kuzey paraleli de buldum!Yani babamla iki farklı noktada
durup öyle olduğunu savunduk.Bence benimki doğruydu ama.Hep böyle saçma sapan
şeylerden inatlaşırdık zaten.Şimdilerde onlar bile özleniyor doğrusu.
Tarihi cezaevi var dediler,gidin görün muhakkak
diye.Gittik orayı da gördük.Cidden insanı tarihin içine alıveriyo.Adeta bir
zamanda yolculuk,bir Doctor Who vakası.
Merkezdeki günlerden sonra da Türkeli'ne geçtik.Minnacık
evlerde konakladık orda,cidden minnacıktı,taa ki ben hastalnıp dönmek zordunda
kalıncaya dek.O evlerin şirinliğinden midir yoksa hastalandığım için tatilin
yarım kalmasından mı bilemiyorum ama Ankara'ya dönerken tekrar gelmeyi kafaya
koymuştum bu şehre.
Bak bunları yazdıkça Ankara'yı bi sevemedim şimdi.
Böyle sonlandı Sinop maceram,dönüş yolu boyunca
uyudum.Güzeldi oralar.Dokunulmamıştı,sadeydi,o zamanki saçlarım gibiydi.Sonraki
zamanlarda saçlarımla birlikte hayatımda bir çok şey daha değişti.Sinop hala
aynıdır belki ama,kim bilir..
0 yorum: