Ütopyalar Güzeldir
Önceki hayatımda bir süvari iken çok dolaştım.Ara ara rüyamda görürüm o zamanları.Yorucuydu o günler.Süvari olmak biraz zor.Düşünsenize sürekli at sırtındasınız.Üstelik bir de kadınsınız!Şimdilerde çok uyuyor olmamın sebebi o günlerdeki yorgunluğum olmalı.Bir de tuhaf bir durum var ki,savaş çıkmadan mutlu olamıyorsunuz.Çünkü mutlu olabilmeniz için bir zafer kazanmanız gerekir,bunun için de savaşmanız.Şimdilerde pek mücadeleci olmamamın sebebi de o günlerdeki yorgunluğum olmalı.Upuzun saçlarım vardı süvariyken.Makas falan bulamamıştım herhalde kısaltabilmek için.Aslında saçlarımı seven bir adam vardı,ben de onu sevmiş olmalıyım ki uzun kalmış saçlarım.Şimdi kısalar.Sevdiğim bir adam da yok.Belki bir gün uzar saçlarım ve severim yine ben de.Bu kez bekleyemem ki adam beni sevsin.Vakti gelince ben severim.
Çok ülkeler kentler görmedim ben.Bilirsiniz süvariler dağ bayır gezeler genelde.Dağlar,ırmaklar,ormanlar gördüm.Aşinalıktan olsa gerek şimdilerde de severim doğayı.Yani tamam bir başkentte yaşıyor olsam da bir ormanın içine atılsam bir bukalemun kadar rahat uyum sağlayabilirim.Çünkü söyledim,ben bir süvariydim.
O zamanlar ordunun başına da geçmem istenmişti.Ama elbette ki süvari olmak daha keyifliydi.Daha özgürdü.Bir de bunu isteyen Kenan Komutan olunca pek ciddiye almamıştım.İyi komutandı ama bazen şarabı çok kaçırıyordu işte.Şimdi sarhoşken ordunun başına seni geçirdi diye spekülasyon yapardı diğer askerler.Aslında severlerdi beni ama hepimiz süvari olduğumuz koşulda olan bir sevgiydi bu.Herneyse işte istemedim ben de.
Güzelmiş o günler.Dedim ya ara ara rüyamda görürüm diye.Mutlu uyanırım o sabahlar.
Savaş olmadan da mutlu oluyorum artık.Ama zaferlerle beraber haklı bir gururla birlikte daha mutlu oluyorum.
Ha bu arada Kenan Komutan cidden yaşadı.O son şarabı da benle paylaştı.Ondan mütevellit bu kadar güzelim ;)
Bazen Özdemir Asaf bişeyleri çoktan dökmüştür sözcüklere senin için.
''Birisi biri için,bilerek bilmeyerek,
Her biçimden bir anlam,her anlamdan bir biçim beklemiştir giderek,
Bekledi, bekleyecek.Birisi biri için.''
Toprak değil de Bulut olan Adam
Babamı kanser diye bişeyden kaybettim ben.Öyle bişeydi işte.Babama teşhis konulmadan önce,alelade bişeydi.Televizyondan duyduğum kadarıyla biliyordum.Bir de falancanın oğlu,kızı ya da anasının babasının yakalandığı bişey olarak.Hatta çoğu zaman duymuyordum bile.
Babamdan sonraysa,algıda seçicilik olsa gerek,her yerde 'kanser' kelimesini görüp duymaya başladım.Babamla çok ilgisi yok bunun bu kadar yaygınlaşmasında farkındayım elbette.Benim farkedip farketmemem de değil mesele aslında,aslolan şey bi şekilde var olması bu durumun.
Bi de ben farkettim ki,ölüm ne kadar da acı bişey olsa da kanser hastaları için bulutlara yükselmek.Babamın yüzündeki tebessüm öyle söylüyordu en azından.Ve hiç yalan söylemedi bana.
Her neyse,
''Hayat güzel.Kuşlar uçuyor.''
Hayırlısı Olsun.
Yaptığım işlerin sorumluluğunun sadece kendime ait olduğunu,birilerini sevmenin de sadece kendi sorumluluğumuz olduğunu kabullendiğim gün anladım.Ondan beri de daha az hırçınım.
Hayatında bir şeylerin eksik olması bazı dengesizliklere sebep olabiliyor.Benim epey büyük bişey eksik.Ne kadar yaşarım bilmiyorum ama gelecekteki fotoğraflarımda biri eksik.
Ve ben dengesizim.
Çokça insan tarafından yargılanıyorum belki de.Garipsemiyorum bunu.Bişey de beklemiyorum kimseden.Sadece beklentileri karşılamaya çalışıyorum elimden geldiğince,mümkün olduğunca normal davranmaya.Kimsenin üstüne de gitmiyorum bi süredir,anlatamıyorum bişeyleri çünkü.
En sevdiğim şey kahve eşliğinde bi dost muhabbeti.Daha da kıymetli artık bu muhabbetler.Çünkü artık eskisi kadar sık görüşemiyoruz öyle kimselerle.En ufak bi görüşme fırsatını bile kaçırdığımızda üzülüyoruz.Ben üzülüyorum.Büyüdükçe farklı farklı ve artıp biriken yüklerimiz oluyor.Kendi derdimizi o kadar yoğunlaşıyoruz ki..Ha bi de içinde bulunduğumuz sistem bizi farklı farklı yerlere atıyor son bi senemizi de tamamlayınca.Oysa Ankara'dan da,lise ve üniversite yıllarından da kopmak ne kadar zor soran olmuyor hiç.
Hayırlısı olsun.
Mutlakiyet ve Köfte
Güvenparktaki sağlıkız köfteler çok cezbedici kokuyor.Bu kadar sağlıksız olmalarına rağmen bi o kadar iştah kabartıcılar.
Hiç bir şeyin yüzde yüz olamayacağını okuduğum bir kitaptan öğrenmiştim daha önce.
İyi de var kötü de var demişti büyükler zamanın birinde.
Siyah da var beyaz da.
Mutlak bişey yok.
Saçlarımı kızıl yaptığımda bile heryeri eşit tonda olmuyor mesela.
Mutlak kızıl bile yok!
Uzun lafın kısası:
Güvenparktaki o sağlıksız güzel kokan köfteler mutlakiyetin olmadığının en somut delilidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
2 yorum: